Yapının üzerine oturduğu zeminin zayıf ve gevşek yapıda
olması ya da fay hattı üzerinde yer alması, gözle görülen önemli hasarlara yol
açabilir. Yapı yüklerinin dengeli bir şekilde dağılarak yapının oturduğu zemine
iletilmesi gereklidir. Zemin, bu yükleri karşılayacak kadar kuvvetli ya da
homojen değilse, yapıda hasar meydana gelir. Bu hasarların en belirgin olanı
çatlaklardır. Özellikle kapı ve pencere boşluklarının köşelerinden başlayıp 45
derece açıyla yanlara doğru gelişen çatlaklar, cephede gözlenen düşeyden
ayrılma ve oturma zemin sorunlarına
işaret edebilir. Yapı temellerinin, zeminin yapısına uygun olarak doğru
ölçülerde, teknik ve detaylarla inşa edilmesi gerekir.Zeminden kaynaklanan
hasarların tanınması ve düzeltilmesi, zemin mühendislerinin uzmanlık alanına
girmektedir. Ayrıntılı inceleme için bu uzmanlara danışılmalıdır.
Düşeyden ayrılma ve oturma
Temel taşlarının doğru yerleştirilememesi sonucu çökme
Zemin nedeniyle oluşan çatlaklar
Taşın Özellikleri
Taşın kendi yapısal özellikleri, hasar verici kaynakların
malzemeye daha kolay etki etmesine yol açabilir. Taşın işlenebilirliği,
homojenliği, su emme kapasitesi, kuruma hızı, boşlukluluk/ gözeneklilik, ısıl
genleşme katsayısı, sertlik gibi fiziksel özellikleri; basınç, çekme ya da
eğilmeye karşı gösterdiği direnç gibi mekanik özellikleri ve doğal oluşumu
sırasında içerisine katılan madde ve minerallerdir. Bu özelliklere bağlı olarak
taşlar, farklı derecelerde bozulmaya maruz kalır; benzer etkilere farklı tepki
gösterebilirler.
Taşın Seçiminde ya da Kullanımında Yapılan Hatalar
Taşın ocaktan çıkarılması, işlenmesi, yapı elemanı olarak
nerede kullanılacağına karar verilmesi ve yerine yerleştirilmesi sırasında
yapılan hatalardır. Taş, ocaktan yanlış yöntemle çıkarılmış ya da özelliğine
uygun olmayan bir şekilde, yanlış aletlerle işlenmiş ve yerine yerleştirilmiş
olabilir. Örnek olarak, taşın zayıf olan bir bölümünden kesilen bloğun taşıyıcı
yapı elemanı olarak kullanılması sakıncalıdır. Ya da yapısal özellikleri
nedeniyle işlenmeye elverişli olmayan bir taşın işlenmiş olarak kullanılması,
hızla bozulmasına yol açabilir.
Bozulmaya Yol Açan Dış Nedenler
Doğal Afetler
Aniden ortaya çıkan deprem, toprak kayması, sel, tayfun,
yanardağ patlaması gibi doğa olayları tarihi çevrelerin, anıtların ve yapı
malzemelerinin hasar görmesine neden olur.
Ayrıca, özellikle akarsu kenarındaki tarihi yerleşimler
için su seviyesinin yükselmesi, güçlü akıntı, sel ve taşkınlar, yapı
temellerini ve zemini olumsuz etkilediği için önemli hasar nedenleridir.
Deprem sonrası oluşan çatlak
Atmosfer Etkileri
Yapı malzemeleri, uzun yıllar boyunca iklimlere göre değişen çeşitli atmosfer etkilerine maruz kalırlar. Atmosfer etkileri, yapıların özellikle dış çevreye açık olan çatı, dış duvar ve cephelerinde kullanılan malzemeler üzerinde önemli sorunlara yol açarlar. Bu etkiler; suyun hareketi, ıslanma-kuruma, sıcaklık değişimleri, donma-erime, rüzgar, yağmur ve bunlarla taşınan çeşitli tuzlardır.
Suyun Hareketi
Su, yapı malzemelerine çeşitli şekillerde ulaşarak zarar
verebilir: Su, yağmur suyu halinde yapının çatı, cephe gibi dışa açık
bölümlerinden girebilir. Burada iki çeşit olumsuz etki vardır: Birincisi,
doğrudan suya maruz kalan taş yüzeylerinin ıslanması ve suyun içeri girmesidir.
Taşın alabileceğinden fazla suyu emmesi yani doygun hale gelmesi, bozulmasına,
zayıflamasına ve zamanla işlevini yitirmesine neden olur. İkincisi, yapının
herhangi bir yerinde bulunan çatlak veya delikten suyun içeri sızmasıdır. Fark
edilemediği zaman ilerleyerek ciddi sorunlara yol açabilir.
Duvar örgüsünde suyun hareketi
Suyun buhar halinde malzemeye ulaşması, iç yapısında
yoğuşmaya bağlı olarak çeşitli bozulmalara yol açar. Sıcaklık ve bağıl nemin
fazla oluşu, bu hareketi hızlandırır.Kılcallık; yer altı sularının, yapı
temellerinden başlayarak yukarı doğru yükselmesine denir. Suyun kılcal
hareketi, önlem alınmadığı zaman özellikle gözenekli taşlarda daha hızlı ve
zarar vericidir. Suyun ilerleyişi, malzemenin bünyesindeki çok küçük boyutlu
gözeneklerin birleşmesinden doğan çekim kuvveti ile gerçekleşir.
Yer altı sularının yapı temellerinden başlayarak
yükselmesi ile oluşan bozulma İstanbul
Yeni Cami
Rutubet; yapının tümünü olumsuz etkileyebilen bir hasar
nedenidir. Yalnızca taşın yapısını değil, tüm kârgir elemanların ve sıvanın da
çözülüp dağılmasına, hatta bazı yapı elemanlarının işlevlerini yitirmesine yol
açabilir. Özellikle yeterince havalanamayan iç mekanlarda, kötü koku, duvar
yüzeylerinde ıslaklık, renklenme, çiçeklenme, tuzlanma ve hatta yosun oluşumu;
rutubetin varlığına işaret eder.
Rutubet Etkisi
Sıcaklık Değişimi
Gün içerisinde doğal olarak meydana gelen sıcaklık farkları,
belli bir zaman dilimi içerisinde meydana gelir. Yangın gibi özel durumlarda
meydana gelen ani sıcaklık artışları ise termik şok olarak adlandırılır.
Sıcaklık farkları, taşın iç yapısında ani değişimlere neden olur ve zaman içinde bozulmalara yol açar.
Donma- Erime: Kış aylarında yağan kar, suyun sıvı halden katı hale geçişi
sırasında taşın yapısında çeşitli baskılara sebep olur. Donma-erime nedeniyle
taşın iç yapısında küçük çatlaklar meydana gelir. İşlemin uzun süre ve sık
aralıklarla tekrar etmesi, taşın parçalanmasına sebep olur.
Hava Kirliliği
Doğal yapı taşlarının bozulmasında, hava kirliliğinin önemli
etkisi vardır. Kirlilik, yoğun olarak sanayi bölgelerinde, fabrika ve üretim
tesislerinin çevrelerinde meydana geldiği gibi;şehir merkezlerinde, ısınma
sistemleri, taşıtlardan çıkan gazlar, akaryakıt kullanımı gibi nedenlerle de
kolaylıkla ortaya çıkar.Havada bulunan karbon dioksit (CO2) ve kükürt dioksit
(SO2), kuru halde ya da suyla birleşerek asit yağmuru halinde taş yüzeylerinde
birikir. Bu işlem, taşların doğal bağlayıcılarının eriyerek uzaklaşmasına ve
yüzeyde kabuk oluşumuna yol açar.Kirlilik etkisi uzun süreli olduğunda, kabuk
giderek kalınlaşır. Kabuğun gerisinde farklı bozulmalar ve taşın iç yapısında
değişimler devam eder. Kirliliğin etkisi, yapının konumuna,taşın kullanıldığı
yere ve cinsine bağlıdır. Taşın özelliklerine göre, kirliliğin verdiği hasarın
derecesi de değişir.
Trafik
Yoğun trafik, hem hava kirliliğine, hem de yolların
çevrelerindeki yapılarda titreşimlere sebep olur. Tarihi yapıların çevrelerinde
yolların açılması ve bu yollarda devam eden trafik nedeniyle, titreşimler
meydana gelir.
Trafiğin Etkisi
Bozulma Türleri
Yüzey Kaybı
Taşın iç yapısına ya da dış etkilere bağlı olarak, çeşitli
derecelerde yüzey kayıpları ortaya çıkar. Taş yüzeyi, su, rüzgar, ıslanma-kuruma
gibi nedenlerle önce prüzlü hale gelir,ardından zayıflamaya ve gevşemeye
başlar. İleriki süreçlerde yüzey, yıkandıkça çözünüp erimeye başlar ve aşınmaya
devam eder.
Yüzey kaybı
Parça Kopması
Taşın bir bölümünün, gerisinde meydana gelen çeşitli etkiler
nedeniyle ana kütleden ayrılmasıdır. Bu etkiler, taşın iç yapısında bir basınç
oluşturarak, önce çatlaklara yol açar,ardından zayıflayan parçayı itmeye
başlar. Örnek olarak, demir elemanların paslanması ve genişlemesi taşı
patlatır; bazı parçaların zayıflayıp düşmesine neden olur.
Parça kopması
Boşluk- Delik
Taşların üzerinde ya da aralarında görülebilen boşluk ya da
delikler, çeşitli boyutlarda olabilir. Bir elemanın monte edilmesi amacıyla taş
yüzeyinde açılarak daha sonra kapatılmamış olan bir delik, örgüyü oluşturan bir
elemanın yerinden düşmesiyle oluşan boşluklar veya örgüde meydana gelen bir
kesinti bu grupta ele alınabilir.Bu boşluklar, suyun rahatlıkla toplanabileceği
ya da bitkilerin gelişebileceği alanlar oldukları için sakıncalıdırlar.
Boşluğun çevresindeki taşlar, hasar verici hava etkilerine açık ve daha
korumasız hale gelirler; bu nedenle, diğer bozulma süreçlerini de hızlandırıcı
etkisi vardır.
Boşluk-delik
Çatlak
Deprem etkisi, oturma, zeminin sağlam olmayışı, kazı
yapılması gibi mekanik nedenler ya da taşın gerisindeki bir demir elemanın
paslanıp genişlemesi gibi baskı yapıcı etkiler sonucunda, çatlaklar meydana
gelir.
Kavlanma
Taş yüzeyine paralel olarak gelişen kabarma şeklindeki
bozulmalardır; “kabuklanma” olarak da adlandırılır. Taşın yüzeyinde, kalınlığı
0,5-1 milimetreyi geçmeyen ince kabarmalar ve pul pul dökülmeler halinde
görülür.
Yapraklanma
Taş yüzeyinin tabakalar halinde kabararak ayrılması şeklinde
görülen bir bozulma türüdür.
Kabarmaya başlayan yüzey, yıpratıcı koşullar devam ettikçe
yaprak görünümünde, çeşitli kalınlıklarda ve geniş tabakalar halinde ayrılmaya
başlar . Tabakaların gerideki yüzeyle ilişkisi zayıflar ve zamanla dökülmeler
meydana gelir.
Yüzey Kirliliği
Genellikle hava kirliliğine bağlı olarak ortaya çıkan, gri
renkli ve yüzeyde ince bir tabaka halinde görülebilen oluşumlardır. Taş
yüzeylerin yağmur suyu ile yıkanabilen bölümlerinde oluşan, genellikle ince,
süreksiz ve yüzeysel kirlilikler bu grupta ele alınırlar.
Taşın cinsine ve kirliliği oluşturan kaynağa bağlı olarak;
kirin rengi, yapısı ve yüzeyle ilişkisi de değişir. Özellikle gözenekli
yapıdaki doğal taşlarda oyuklarda biriken kirlilik,önemli ve temizliği zor bir
bozulma şeklidir. Kirliliğin durumuna ve taşın cinsine göre,temizleme yöntemi
de farklılaşmaktadır.
Kabuk Oluşumu
Genellikle taş yüzeylerinin doğrudan yağmur suyu ile
yıkanmayan bölümlerinde hava kirliliği sonucu meydana gelir. Kalın ve
genellikle koyu gri-siyah renkli kabuk halinde görülen bir bozulma türüdür .
Çiçeklenme
Yüksek yoğunluklarda tuz etkisine maruz kalan taşlarda
görülen bir bozulma şeklidir. Hava kirliliği, su, ıslanma-kuruma etkisi
kullanılan kimyasal maddeler gibi çeşitli kaynaklardan taşın bünyesine giren
tuzlar, taştaki gözeneklerin içinde birikirler. Taşın emdiği su miktarı ve
havadaki bağıl nem oranı yüksek, rüzgarın hızı düşük ise, kuruma yavaşlar;
çiçeklenme ve yüzey aşınmaları görülebilir.
Bitki Oluşumu
Rüzgarla taşınarak duvar örgüsü içindeki ufak boşluklara
yerleşen tohumların, zaman içinde büyüyerek bitki haline gelmesidir. Bir
biyolojik bozulma türü olan bitkilenme, duvarlarda,derz aralarında, taşların
içindeki boşluklarda ya da çatı örtüsünde ortaya çıkabilir.
Korozyon
Demir elemanlarda görülen bir kimyasal bozulma şeklidir.
Demirin, havadaki oksijen, su ya da bir tür asitle teması sonucunda
oksitlenmesine ya da paslanmasına “korozyon” denir Bu asit, havadaki karbon
dioksidin (CO2) suyla birleşmesi ile kolaylıkla oluşabilir.