29 Eylül 2016 Perşembe

Tas Bozulmalari

TAŞLARDA BOZULMA NEDENLERİ VE TÜRLERİ

Yapı malzemeleri, zaman ve çevre koşulları gibi çeşitli etkiler nedeniyle birtakım bozulmalara maruz kalırlar. Buna “alterasyon” da denir. Zaman içerisinde, bu bozulmaların etkisiyle zayıflar, sahip oldukları fiziksel ve mekanik özellikleri kaybetmeye başlarlar.
Bozulmalara karşı önlem alabilmek için, öncelikle bunların neden kaynaklandığını belirlemek gerekir. Tarihi eserin bozulmasına neden olan etkenleri ve yapının sorunlarını doğru ve erken anlamak, eserin ömrünü uzatmak için gerekli koruma yöntemlerini belirlemede ilk ve en önemli basamaktır.


Bozulmaya Yol Açan İç Nedenler

Taşın veya kullanıldığı yapının kendi özellikleri, bozulmaya yol açan iç nedenlerdir. Yapının konumu, bulunduğu zeminin özellikleri, taşın özellikleri, taşın seçimi ya da kullanımında yapılan hatalar (hatalı taş seçimi, hatalı teknik- detay kullanımı, kötü işçilik) bu gruba girer.

Yapının Konumu

Yapının bulunduğu yer (deniz kıyısı, yamaç veya dere yatağı), onun diğer etkilerden daha yoğun olarak zarar görmesine neden olabilir. Örnek olarak; Amasya’da baharda karların erimesi sonucu Yeşilırmak’ın taşması ve suların yükselmesi verilebilir.
İstanbul’da deniz kıyısında yer alan Ortaköy Camisi’nde de deniz suyunun, rüzgarın ve tuzun zarar verici etkileri vardır. Tarihi köprüler ise, hem akarsu taşkınları,dalgaların ayaklara vurması gibi doğrudan hasar verici etkilere maruz kalırlar; hem de uzun vadede su ve atmosfer koşullarından etkilenirler.
Amasya Yalıbolu Evleri

İstanbul Ortaköy Camii

Sivas Eğri Köprü

Zemin Özellikleri

Yapının üzerine oturduğu zeminin zayıf ve gevşek yapıda olması ya da fay hattı üzerinde yer alması, gözle görülen önemli hasarlara yol açabilir. Yapı yüklerinin dengeli bir şekilde dağılarak yapının oturduğu zemine iletilmesi gereklidir. Zemin, bu yükleri karşılayacak kadar kuvvetli ya da homojen değilse, yapıda hasar meydana gelir. Bu hasarların en belirgin olanı çatlaklardır. Özellikle kapı ve pencere boşluklarının köşelerinden başlayıp 45 derece açıyla yanlara doğru gelişen çatlaklar, cephede gözlenen düşeyden ayrılma ve oturma  zemin sorunlarına işaret edebilir. Yapı temellerinin, zeminin yapısına uygun olarak doğru ölçülerde, teknik ve detaylarla inşa edilmesi gerekir.Zeminden kaynaklanan hasarların tanınması ve düzeltilmesi, zemin mühendislerinin uzmanlık alanına girmektedir. Ayrıntılı inceleme için bu uzmanlara danışılmalıdır.



Düşeyden ayrılma ve oturma


Temel taşlarının doğru yerleştirilememesi sonucu çökme

Zemin nedeniyle oluşan çatlaklar

Taşın Özellikleri

Taşın kendi yapısal özellikleri, hasar verici kaynakların malzemeye daha kolay etki etmesine yol açabilir. Taşın işlenebilirliği, homojenliği, su emme kapasitesi, kuruma hızı, boşlukluluk/ gözeneklilik, ısıl genleşme katsayısı, sertlik gibi fiziksel özellikleri; basınç, çekme ya da eğilmeye karşı gösterdiği direnç gibi mekanik özellikleri ve doğal oluşumu sırasında içerisine katılan madde ve minerallerdir. Bu özelliklere bağlı olarak taşlar, farklı derecelerde bozulmaya maruz kalır; benzer etkilere farklı tepki gösterebilirler.

Taşın Seçiminde ya da Kullanımında Yapılan Hatalar

Taşın ocaktan çıkarılması, işlenmesi, yapı elemanı olarak nerede kullanılacağına karar verilmesi ve yerine yerleştirilmesi sırasında yapılan hatalardır. Taş, ocaktan yanlış yöntemle çıkarılmış ya da özelliğine uygun olmayan bir şekilde, yanlış aletlerle işlenmiş ve yerine yerleştirilmiş olabilir. Örnek olarak, taşın zayıf olan bir bölümünden kesilen bloğun taşıyıcı yapı elemanı olarak kullanılması sakıncalıdır. Ya da yapısal özellikleri nedeniyle işlenmeye elverişli olmayan bir taşın işlenmiş olarak kullanılması, hızla bozulmasına yol açabilir.

Bozulmaya Yol Açan Dış Nedenler


Doğal Afetler

Aniden ortaya çıkan deprem, toprak kayması, sel, tayfun, yanardağ patlaması gibi doğa olayları tarihi çevrelerin, anıtların ve yapı malzemelerinin hasar görmesine neden olur.
Ayrıca, özellikle akarsu kenarındaki tarihi yerleşimler için su seviyesinin yükselmesi, güçlü akıntı, sel ve taşkınlar, yapı temellerini ve zemini olumsuz etkilediği için önemli hasar nedenleridir.

Deprem sonrası oluşan çatlak

Atmosfer Etkileri

Yapı malzemeleri, uzun yıllar boyunca iklimlere göre değişen çeşitli atmosfer etkilerine maruz kalırlar. Atmosfer etkileri, yapıların özellikle dış çevreye açık olan çatı, dış duvar ve cephelerinde kullanılan malzemeler üzerinde önemli sorunlara yol açarlar. Bu etkiler; suyun hareketi, ıslanma-kuruma, sıcaklık değişimleri, donma-erime, rüzgar, yağmur ve bunlarla taşınan çeşitli tuzlardır.

 Suyun Hareketi

Su, yapı malzemelerine çeşitli şekillerde ulaşarak zarar verebilir: Su, yağmur suyu halinde yapının çatı, cephe gibi dışa açık bölümlerinden girebilir. Burada iki çeşit olumsuz etki vardır: Birincisi, doğrudan suya maruz kalan taş yüzeylerinin ıslanması ve suyun içeri girmesidir. Taşın alabileceğinden fazla suyu emmesi yani doygun hale gelmesi, bozulmasına, zayıflamasına ve zamanla işlevini yitirmesine neden olur. İkincisi, yapının herhangi bir yerinde bulunan çatlak veya delikten suyun içeri sızmasıdır. Fark edilemediği zaman ilerleyerek ciddi sorunlara yol açabilir.

Duvar örgüsünde suyun hareketi
Suyun buhar halinde malzemeye ulaşması, iç yapısında yoğuşmaya bağlı olarak çeşitli bozulmalara yol açar. Sıcaklık ve bağıl nemin fazla oluşu, bu hareketi hızlandırır.Kılcallık; yer altı sularının, yapı temellerinden başlayarak yukarı doğru yükselmesine denir. Suyun kılcal hareketi, önlem alınmadığı zaman özellikle gözenekli taşlarda daha hızlı ve zarar vericidir. Suyun ilerleyişi, malzemenin bünyesindeki çok küçük boyutlu gözeneklerin birleşmesinden doğan çekim kuvveti ile gerçekleşir.
Yer altı sularının yapı temellerinden başlayarak yükselmesi ile oluşan bozulma  İstanbul Yeni Cami

Rutubet; yapının tümünü olumsuz etkileyebilen bir hasar nedenidir. Yalnızca taşın yapısını değil, tüm kârgir elemanların ve sıvanın da çözülüp dağılmasına, hatta bazı yapı elemanlarının işlevlerini yitirmesine yol açabilir. Özellikle yeterince havalanamayan iç mekanlarda, kötü koku, duvar yüzeylerinde ıslaklık, renklenme, çiçeklenme, tuzlanma ve hatta yosun oluşumu; rutubetin varlığına işaret eder.

Rutubet Etkisi

Sıcaklık Değişimi

Gün içerisinde doğal olarak meydana gelen sıcaklık farkları, belli bir zaman dilimi içerisinde meydana gelir. Yangın gibi özel durumlarda meydana gelen ani sıcaklık artışları ise termik şok olarak adlandırılır. Sıcaklık farkları, taşın iç yapısında ani değişimlere neden olur ve zaman içinde bozulmalara yol açar. Donma- Erime: Kış aylarında yağan kar, suyun sıvı halden katı hale geçişi sırasında taşın yapısında çeşitli baskılara sebep olur. Donma-erime nedeniyle taşın iç yapısında küçük çatlaklar meydana gelir. İşlemin uzun süre ve sık aralıklarla tekrar etmesi, taşın parçalanmasına sebep olur.


Hava Kirliliği

Doğal yapı taşlarının bozulmasında, hava kirliliğinin önemli etkisi vardır. Kirlilik, yoğun olarak sanayi bölgelerinde, fabrika ve üretim tesislerinin çevrelerinde meydana geldiği gibi;şehir merkezlerinde, ısınma sistemleri, taşıtlardan çıkan gazlar, akaryakıt kullanımı gibi nedenlerle de kolaylıkla ortaya çıkar.Havada bulunan karbon dioksit (CO2) ve kükürt dioksit (SO2), kuru halde ya da suyla birleşerek asit yağmuru halinde taş yüzeylerinde birikir. Bu işlem, taşların doğal bağlayıcılarının eriyerek uzaklaşmasına ve yüzeyde kabuk oluşumuna yol açar.Kirlilik etkisi uzun süreli olduğunda, kabuk giderek kalınlaşır. Kabuğun gerisinde farklı bozulmalar ve taşın iç yapısında değişimler devam eder. Kirliliğin etkisi, yapının konumuna,taşın kullanıldığı yere ve cinsine bağlıdır. Taşın özelliklerine göre, kirliliğin verdiği hasarın derecesi de değişir.

Trafik

Yoğun trafik, hem hava kirliliğine, hem de yolların çevrelerindeki yapılarda titreşimlere sebep olur. Tarihi yapıların çevrelerinde yolların açılması ve bu yollarda devam eden trafik nedeniyle, titreşimler meydana gelir.


Trafiğin Etkisi






Bozulma Türleri

Yüzey Kaybı
Taşın iç yapısına ya da dış etkilere bağlı olarak, çeşitli derecelerde yüzey kayıpları ortaya çıkar. Taş yüzeyi, su, rüzgar, ıslanma-kuruma gibi nedenlerle önce prüzlü hale gelir,ardından zayıflamaya ve gevşemeye başlar. İleriki süreçlerde yüzey, yıkandıkça çözünüp erimeye başlar ve aşınmaya devam eder.






Yüzey kaybı








Parça Kopması

Taşın bir bölümünün, gerisinde meydana gelen çeşitli etkiler nedeniyle ana kütleden ayrılmasıdır. Bu etkiler, taşın iç yapısında bir basınç oluşturarak, önce çatlaklara yol açar,ardından zayıflayan parçayı itmeye başlar. Örnek olarak, demir elemanların paslanması ve genişlemesi taşı patlatır; bazı parçaların zayıflayıp düşmesine neden olur.

Parça kopması



Boşluk- Delik

Taşların üzerinde ya da aralarında görülebilen boşluk ya da delikler, çeşitli boyutlarda olabilir. Bir elemanın monte edilmesi amacıyla taş yüzeyinde açılarak daha sonra kapatılmamış olan bir delik, örgüyü oluşturan bir elemanın yerinden düşmesiyle oluşan boşluklar veya örgüde meydana gelen bir kesinti bu grupta ele alınabilir.Bu boşluklar, suyun rahatlıkla toplanabileceği ya da bitkilerin gelişebileceği alanlar oldukları için sakıncalıdırlar. Boşluğun çevresindeki taşlar, hasar verici hava etkilerine açık ve daha korumasız hale gelirler; bu nedenle, diğer bozulma süreçlerini de hızlandırıcı etkisi vardır.


 
Boşluk-delik

Çatlak

Deprem etkisi, oturma, zeminin sağlam olmayışı, kazı yapılması gibi mekanik nedenler ya da taşın gerisindeki bir demir elemanın paslanıp genişlemesi gibi baskı yapıcı etkiler sonucunda, çatlaklar meydana gelir.



Kavlanma
Taş yüzeyine paralel olarak gelişen kabarma şeklindeki bozulmalardır; “kabuklanma” olarak da adlandırılır. Taşın yüzeyinde, kalınlığı 0,5-1 milimetreyi geçmeyen ince kabarmalar ve pul pul dökülmeler halinde görülür.



Yapraklanma

Taş yüzeyinin tabakalar halinde kabararak ayrılması şeklinde görülen bir bozulma türüdür.
Kabarmaya başlayan yüzey, yıpratıcı koşullar devam ettikçe yaprak görünümünde, çeşitli kalınlıklarda ve geniş tabakalar halinde ayrılmaya başlar . Tabakaların gerideki yüzeyle ilişkisi zayıflar ve zamanla dökülmeler meydana gelir.







Yüzey Kirliliği

Genellikle hava kirliliğine bağlı olarak ortaya çıkan, gri renkli ve yüzeyde ince bir tabaka halinde görülebilen oluşumlardır. Taş yüzeylerin yağmur suyu ile yıkanabilen bölümlerinde oluşan, genellikle ince, süreksiz ve yüzeysel kirlilikler bu grupta ele alınırlar.
Taşın cinsine ve kirliliği oluşturan kaynağa bağlı olarak; kirin rengi, yapısı ve yüzeyle ilişkisi de değişir. Özellikle gözenekli yapıdaki doğal taşlarda oyuklarda biriken kirlilik,önemli ve temizliği zor bir bozulma şeklidir. Kirliliğin durumuna ve taşın cinsine göre,temizleme yöntemi de farklılaşmaktadır.

Kabuk Oluşumu

Genellikle taş yüzeylerinin doğrudan yağmur suyu ile yıkanmayan bölümlerinde hava kirliliği sonucu meydana gelir. Kalın ve genellikle koyu gri-siyah renkli kabuk halinde görülen bir bozulma türüdür .


Çiçeklenme

Yüksek yoğunluklarda tuz etkisine maruz kalan taşlarda görülen bir bozulma şeklidir. Hava kirliliği, su, ıslanma-kuruma etkisi kullanılan kimyasal maddeler gibi çeşitli kaynaklardan taşın bünyesine giren tuzlar, taştaki gözeneklerin içinde birikirler. Taşın emdiği su miktarı ve havadaki bağıl nem oranı yüksek, rüzgarın hızı düşük ise, kuruma yavaşlar; çiçeklenme ve yüzey aşınmaları görülebilir.


Bitki Oluşumu


Rüzgarla taşınarak duvar örgüsü içindeki ufak boşluklara yerleşen tohumların, zaman içinde büyüyerek bitki haline gelmesidir. Bir biyolojik bozulma türü olan bitkilenme, duvarlarda,derz aralarında, taşların içindeki boşluklarda ya da çatı örtüsünde ortaya çıkabilir.


Korozyon


Demir elemanlarda görülen bir kimyasal bozulma şeklidir. Demirin, havadaki oksijen, su ya da bir tür asitle teması sonucunda oksitlenmesine ya da paslanmasına “korozyon” denir Bu asit, havadaki karbon dioksidin (CO2) suyla birleşmesi ile kolaylıkla oluşabilir.