30 Eylül 2016 Cuma

Cam Malzeme Bilgisi





Maddenin 3 hali;

Gaz Hali: Moleküller birbirlerinden oldukça uzaktırlar ve karmaşık bir biçimde hareket etmektedirler. Moleküller arasında birbirleri ile çarpışmaktan başka etkileşim yoktur.
Sıvı Hali: Moleküller çekim kuvvetleri nedeniyle birbirlerine yakın durmaktadırlar, ancak yerleri sabit ve kalıcı değildir. Düzensiz hareket halindedirler.
Kristal Hali: Kuvvetli çekim kuvvetleri sayesinde sabit ve hareketsiz olarak yer değiştirmeden durmaktadırlar. Her bir molekül  belirli bir konumda olup, mükemmel bir düzene sahip üç boyutlu bir kafes örgüsü oluşturmaktadırlar.



Cam Hali :Cam maddenin hallerinden biridir. Camlar kristallerin ve sıvıların bazı özelliklerini yapısında birleştirmekle birlikte her ikisinden de belirgin biçimde farlıdırlar. Kristallerin mekanik sertliğine sahiptirler, fakat cam moleküllerinin rastgele ve düzensiz sıralanışları sıvılarınkine benzemektedir.
Camlar çok yüksek ısı derecelerinde kristal malzemelerin erimesi sonucunda ortaya çıkarlar.Bu eriyik soğuduğunda ise atomlar mükemmel bir kristal düzeni oluşturmadan, gelişi güzel bir biçimde birbirlerine kilitlenirler.

Camdan hemen her eşya üretilebilmektedir. Cam ürünler üç tip malzemeyi içerirler: Biçimlendiriciler cam bileşiminde yer alan en temel ve basit malzemelerdir. Eritilebilen ve soğutulduğunda cama dönüşebilen tüm kimyasal bileşikler bir biçimlendiricidir. Cam üretiminde yaygın olarak kullanılan biçimlendirici silis olup ,kumdan elde edilir. Silis: Silikon dioksit , camın temel maddelerinden biri olan mineraldir. Cam yapımında kullanılan en yaygın silis ise kumdur.
Akışkanlık veren maddeler, biçimlendiricilerin daha düşük ısı değerlerinde eriyebilmelerini sağlayan ve böylece ulaşılması kolay ısı derecelerinin elde edilmesini olası kılan maddelerdir.
Durağanlık ve denge sağlayan maddeler, biçimlendiriciler ve akışkanlık veren maddeler ile birleşerek, ortaya çıkan ürünün çözülmesini, eğilip bükülmesini veya dağılmasını engeller.
Cam üretiminde yaygın olarak kullanılan biçimlendirici silis olup, kumdan elde edilir.Ancak kumu eriyik hale getirebilmek için ısının 1850 0C'a kadar yükseltilmesi gerektiğinden, daha düşük ısı derecelerinde 1300 derece daha hızlı bir erime sağlayabilmek için akışkanlık veren maddeler karbonat, potas, potasyum hidrat, lityum karbonat kullanılır. Ancak akışkanlık veren maddeler camı kimyasal olarak kararsız hale getirdiğinden, su içinde çözülmeye yatkın veya istenmeyen kristal oluşumları ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle camı tek biçimli olarak üretebilmek ve özel yapısını bir arada tutabilmek için durağanlık ve denge sağlayıcı maddeler kullanılmaktadır.Bu maddeler arasında kireçtaşı,doğal kurşun oksit,alüminyum oksit, magnezyum oksit, baryum karbonat, çinko oksit, zirkonyum karbonat bulunmaktadır.
Camın Özellikleri
Mekanik açıdan sağlam : Cam doğal olarak sağlam bir malzemedir. Ancak üretim aşamasında ortaya çıkabilen yüzey kusur ve bozuklukları camı dayanıksız ve kırılgan hale getirebilmektedir. Yüzey kusurlarının azaltılması için üretim esnasında özel tavlama işlemi uygulanabilir.
Sert: Cam yüzeyi çizik ve aşınmalara karşı dayanıklıdır.
Esnek: Kırılma noktasına ulaşılıncaya dek esneyebilir ve daha sonra özgün biçimine geri döner.
Kimyasal bozulmaya karşı dayanıklı: Az sayıda kimyasal maddeden etkilenir; Çoğu endüstriyel ve besin asidine karşı dayanıklıdır.
Termal(Isı ile ilgili) Şoklara dayanıklı: Ani sıcaklık değişimleri yanı sıra şiddetli sıcak ve soğuğa karşı da dayanıklıdır.
Isıyı emer:Isıyı iletmek yerine bünyesinde tutar. Isıyı metalden daha iyi emer.
Optik özellikleri : Işığı yansıtır, eğip büker, yayar ve ışığı mükemmel biçimde soğurur.
Elektrik Yalıtımı: Elektrik akımına kuvvetle karşı koyar, elektriği verimli şekilde depolar.

Camın Keşfi ve Üretimi

Camın keşfine dair en erken olası tarih İ.Ö 4000 civarıdır;zira bilinen en eski cam objeler 4000 yıllık Mısır mezarlarında bulunmuşlardır. Ancak cam, tarih öncesi dönemlerde doğal haliyle var olmuş ve magmada ortaya çıkan camsı kayaçlar obsidyen olarak isimlendirilmişlerdir. Obsidyen yanardağda oluşan çok yüksek ve yoğun ısı silis kütlelerinin birbirlerine kaynaması ile ortaya çıkan sert camdır. İçindeki doğal katışkılar nedeniyle , genellikle parlak siyah ve opak halde görülürler; çok koyu kırmızı veya yeşil olanları da vardır. Obsidyen kıymıkları şeffaf veya yarı şeffaftırlar. Obsidyen ok ve mızrak ucu, bıçak ve benzer kesici aletler yapmak için sivriltilip, işlenerek İ.Ö 8000'den itibaren kullanılmış; amulet ve süs eşyalarının yapımında da değerlendirilmiştir. Eski Mısırlılar ise obsidyeni Anadolu topraklarından ve bugün ki İran'dan (Med veya Pers ülkesi)  ithal etmişlerdir.
Cam üretimi ile ilgili olarak ileri sürülen fikirler ise, insanların metal eşya dökümü sırasında veya bir pişmiş kil parçasının kazara camlaşması sonucu keşfedildiği yönündedir. Bu konudaki en yaygın söylence ise, Romalı tarihçi genç Plinius'un (27-29) Doğa Tarihi adlı eserinde anlattığı üzere, camın Suriye kıyılarına çıkan Fenikeli tüccarlar tarafından keşfedildiği şeklindedir. Bu öyküye göre, Fenikeliler geminin kargosunu oluşturan güherçile (natron) bloklarını kumların üstüne yerleştirerek ocak olarak kullanmışlar ve ateş yakarak yemek pişirmeye başladıktan bir süre sonra, ateşin altındaki kumun eriyip sıvılaşarak aktığını görmüşlerdir. Akışkan bu sıvı soğuduğunda yeniden sertleşerek cama dönüşmüştür. Bu öyküye karşın, cam üretiminin nasıl başladığı bilinmemektedir. Ele geçen örneklerden anlaşıldığına göre, camın geliştirilmesi ve nitelikli bir hale gelmesi için yapılan deneyler, silisli kum (öğütülmüş kuarz çakılları) ile yüzeyde eriyen alkali(bazik) bir bağlayıcının kullanılmasına dayanır.Fayans olarak isimlendirilen bu malzeme bin yıldan uzun bir süre küçük süs eşyalarının üretiminde kullanılmıştır.
Fayans

Fayans kuarz kırıkları veya kum ile az miktarda kireç, natron veya kül karışımından oluşan silisli ve sırlı seramiklere verilen isimdir. Temel maddesi kumdan elde edilen kuarzdır. Mısır çöllerden dolayı silis açısından zengin olduğu için fayans üretimi yaygın şekilde görülür; ancak ürünün kalitesi açısından belli kum ocakları diğerlerinden daha fazla rağbet görmüştür. Kum saf silis değildir, kireçtaşı veya demir gibi katışık maddeler de içermektedir. Silis objenin yapımında kullanılan ana maddedir; ancak öğütülmüş silis/kuma biçim verilmesi kolay değildir ve su eklenerek hamur haline getirilse bile, ürün kuruduğunda parçalanıp ufalanır. Bu nedenle, fayans hamuruna kireç ve soda eklenerek kuarz taneciklerinin kuruduklarında birbirlerine bağlanması sağlanır. Ancak kuşkusuz asıl kuvvetlendirici fırınlamadır. Fayans objenin gövdesi soda-kireç-silis sırrı ile kaplanır ve bu karışımın içine bakır tozu katıldığı için de parlak mavi yeşil renk elde edilir. Fırınlandığında kuarz gövde üzerinde tipik mavi- yeşil camsı yüzey oluşur. Bunun yanı sıra, beyaz, sarı tonları, kırmızı tonları ve hatta ebruli kahverengi, siyah ve diğer ara tonlar da elde edilebilmektedir.

29 Eylül 2016 Perşembe

Tas Bozulmalari

TAŞLARDA BOZULMA NEDENLERİ VE TÜRLERİ

Yapı malzemeleri, zaman ve çevre koşulları gibi çeşitli etkiler nedeniyle birtakım bozulmalara maruz kalırlar. Buna “alterasyon” da denir. Zaman içerisinde, bu bozulmaların etkisiyle zayıflar, sahip oldukları fiziksel ve mekanik özellikleri kaybetmeye başlarlar.
Bozulmalara karşı önlem alabilmek için, öncelikle bunların neden kaynaklandığını belirlemek gerekir. Tarihi eserin bozulmasına neden olan etkenleri ve yapının sorunlarını doğru ve erken anlamak, eserin ömrünü uzatmak için gerekli koruma yöntemlerini belirlemede ilk ve en önemli basamaktır.


Bozulmaya Yol Açan İç Nedenler

Taşın veya kullanıldığı yapının kendi özellikleri, bozulmaya yol açan iç nedenlerdir. Yapının konumu, bulunduğu zeminin özellikleri, taşın özellikleri, taşın seçimi ya da kullanımında yapılan hatalar (hatalı taş seçimi, hatalı teknik- detay kullanımı, kötü işçilik) bu gruba girer.

Yapının Konumu

Yapının bulunduğu yer (deniz kıyısı, yamaç veya dere yatağı), onun diğer etkilerden daha yoğun olarak zarar görmesine neden olabilir. Örnek olarak; Amasya’da baharda karların erimesi sonucu Yeşilırmak’ın taşması ve suların yükselmesi verilebilir.
İstanbul’da deniz kıyısında yer alan Ortaköy Camisi’nde de deniz suyunun, rüzgarın ve tuzun zarar verici etkileri vardır. Tarihi köprüler ise, hem akarsu taşkınları,dalgaların ayaklara vurması gibi doğrudan hasar verici etkilere maruz kalırlar; hem de uzun vadede su ve atmosfer koşullarından etkilenirler.
Amasya Yalıbolu Evleri

İstanbul Ortaköy Camii

Sivas Eğri Köprü

Zemin Özellikleri

Yapının üzerine oturduğu zeminin zayıf ve gevşek yapıda olması ya da fay hattı üzerinde yer alması, gözle görülen önemli hasarlara yol açabilir. Yapı yüklerinin dengeli bir şekilde dağılarak yapının oturduğu zemine iletilmesi gereklidir. Zemin, bu yükleri karşılayacak kadar kuvvetli ya da homojen değilse, yapıda hasar meydana gelir. Bu hasarların en belirgin olanı çatlaklardır. Özellikle kapı ve pencere boşluklarının köşelerinden başlayıp 45 derece açıyla yanlara doğru gelişen çatlaklar, cephede gözlenen düşeyden ayrılma ve oturma  zemin sorunlarına işaret edebilir. Yapı temellerinin, zeminin yapısına uygun olarak doğru ölçülerde, teknik ve detaylarla inşa edilmesi gerekir.Zeminden kaynaklanan hasarların tanınması ve düzeltilmesi, zemin mühendislerinin uzmanlık alanına girmektedir. Ayrıntılı inceleme için bu uzmanlara danışılmalıdır.



Düşeyden ayrılma ve oturma


Temel taşlarının doğru yerleştirilememesi sonucu çökme

Zemin nedeniyle oluşan çatlaklar

Taşın Özellikleri

Taşın kendi yapısal özellikleri, hasar verici kaynakların malzemeye daha kolay etki etmesine yol açabilir. Taşın işlenebilirliği, homojenliği, su emme kapasitesi, kuruma hızı, boşlukluluk/ gözeneklilik, ısıl genleşme katsayısı, sertlik gibi fiziksel özellikleri; basınç, çekme ya da eğilmeye karşı gösterdiği direnç gibi mekanik özellikleri ve doğal oluşumu sırasında içerisine katılan madde ve minerallerdir. Bu özelliklere bağlı olarak taşlar, farklı derecelerde bozulmaya maruz kalır; benzer etkilere farklı tepki gösterebilirler.

Taşın Seçiminde ya da Kullanımında Yapılan Hatalar

Taşın ocaktan çıkarılması, işlenmesi, yapı elemanı olarak nerede kullanılacağına karar verilmesi ve yerine yerleştirilmesi sırasında yapılan hatalardır. Taş, ocaktan yanlış yöntemle çıkarılmış ya da özelliğine uygun olmayan bir şekilde, yanlış aletlerle işlenmiş ve yerine yerleştirilmiş olabilir. Örnek olarak, taşın zayıf olan bir bölümünden kesilen bloğun taşıyıcı yapı elemanı olarak kullanılması sakıncalıdır. Ya da yapısal özellikleri nedeniyle işlenmeye elverişli olmayan bir taşın işlenmiş olarak kullanılması, hızla bozulmasına yol açabilir.

Bozulmaya Yol Açan Dış Nedenler


Doğal Afetler

Aniden ortaya çıkan deprem, toprak kayması, sel, tayfun, yanardağ patlaması gibi doğa olayları tarihi çevrelerin, anıtların ve yapı malzemelerinin hasar görmesine neden olur.
Ayrıca, özellikle akarsu kenarındaki tarihi yerleşimler için su seviyesinin yükselmesi, güçlü akıntı, sel ve taşkınlar, yapı temellerini ve zemini olumsuz etkilediği için önemli hasar nedenleridir.

Deprem sonrası oluşan çatlak

Atmosfer Etkileri

Yapı malzemeleri, uzun yıllar boyunca iklimlere göre değişen çeşitli atmosfer etkilerine maruz kalırlar. Atmosfer etkileri, yapıların özellikle dış çevreye açık olan çatı, dış duvar ve cephelerinde kullanılan malzemeler üzerinde önemli sorunlara yol açarlar. Bu etkiler; suyun hareketi, ıslanma-kuruma, sıcaklık değişimleri, donma-erime, rüzgar, yağmur ve bunlarla taşınan çeşitli tuzlardır.

 Suyun Hareketi

Su, yapı malzemelerine çeşitli şekillerde ulaşarak zarar verebilir: Su, yağmur suyu halinde yapının çatı, cephe gibi dışa açık bölümlerinden girebilir. Burada iki çeşit olumsuz etki vardır: Birincisi, doğrudan suya maruz kalan taş yüzeylerinin ıslanması ve suyun içeri girmesidir. Taşın alabileceğinden fazla suyu emmesi yani doygun hale gelmesi, bozulmasına, zayıflamasına ve zamanla işlevini yitirmesine neden olur. İkincisi, yapının herhangi bir yerinde bulunan çatlak veya delikten suyun içeri sızmasıdır. Fark edilemediği zaman ilerleyerek ciddi sorunlara yol açabilir.

Duvar örgüsünde suyun hareketi
Suyun buhar halinde malzemeye ulaşması, iç yapısında yoğuşmaya bağlı olarak çeşitli bozulmalara yol açar. Sıcaklık ve bağıl nemin fazla oluşu, bu hareketi hızlandırır.Kılcallık; yer altı sularının, yapı temellerinden başlayarak yukarı doğru yükselmesine denir. Suyun kılcal hareketi, önlem alınmadığı zaman özellikle gözenekli taşlarda daha hızlı ve zarar vericidir. Suyun ilerleyişi, malzemenin bünyesindeki çok küçük boyutlu gözeneklerin birleşmesinden doğan çekim kuvveti ile gerçekleşir.
Yer altı sularının yapı temellerinden başlayarak yükselmesi ile oluşan bozulma  İstanbul Yeni Cami

Rutubet; yapının tümünü olumsuz etkileyebilen bir hasar nedenidir. Yalnızca taşın yapısını değil, tüm kârgir elemanların ve sıvanın da çözülüp dağılmasına, hatta bazı yapı elemanlarının işlevlerini yitirmesine yol açabilir. Özellikle yeterince havalanamayan iç mekanlarda, kötü koku, duvar yüzeylerinde ıslaklık, renklenme, çiçeklenme, tuzlanma ve hatta yosun oluşumu; rutubetin varlığına işaret eder.

Rutubet Etkisi

Sıcaklık Değişimi

Gün içerisinde doğal olarak meydana gelen sıcaklık farkları, belli bir zaman dilimi içerisinde meydana gelir. Yangın gibi özel durumlarda meydana gelen ani sıcaklık artışları ise termik şok olarak adlandırılır. Sıcaklık farkları, taşın iç yapısında ani değişimlere neden olur ve zaman içinde bozulmalara yol açar. Donma- Erime: Kış aylarında yağan kar, suyun sıvı halden katı hale geçişi sırasında taşın yapısında çeşitli baskılara sebep olur. Donma-erime nedeniyle taşın iç yapısında küçük çatlaklar meydana gelir. İşlemin uzun süre ve sık aralıklarla tekrar etmesi, taşın parçalanmasına sebep olur.


Hava Kirliliği

Doğal yapı taşlarının bozulmasında, hava kirliliğinin önemli etkisi vardır. Kirlilik, yoğun olarak sanayi bölgelerinde, fabrika ve üretim tesislerinin çevrelerinde meydana geldiği gibi;şehir merkezlerinde, ısınma sistemleri, taşıtlardan çıkan gazlar, akaryakıt kullanımı gibi nedenlerle de kolaylıkla ortaya çıkar.Havada bulunan karbon dioksit (CO2) ve kükürt dioksit (SO2), kuru halde ya da suyla birleşerek asit yağmuru halinde taş yüzeylerinde birikir. Bu işlem, taşların doğal bağlayıcılarının eriyerek uzaklaşmasına ve yüzeyde kabuk oluşumuna yol açar.Kirlilik etkisi uzun süreli olduğunda, kabuk giderek kalınlaşır. Kabuğun gerisinde farklı bozulmalar ve taşın iç yapısında değişimler devam eder. Kirliliğin etkisi, yapının konumuna,taşın kullanıldığı yere ve cinsine bağlıdır. Taşın özelliklerine göre, kirliliğin verdiği hasarın derecesi de değişir.

Trafik

Yoğun trafik, hem hava kirliliğine, hem de yolların çevrelerindeki yapılarda titreşimlere sebep olur. Tarihi yapıların çevrelerinde yolların açılması ve bu yollarda devam eden trafik nedeniyle, titreşimler meydana gelir.


Trafiğin Etkisi






Bozulma Türleri

Yüzey Kaybı
Taşın iç yapısına ya da dış etkilere bağlı olarak, çeşitli derecelerde yüzey kayıpları ortaya çıkar. Taş yüzeyi, su, rüzgar, ıslanma-kuruma gibi nedenlerle önce prüzlü hale gelir,ardından zayıflamaya ve gevşemeye başlar. İleriki süreçlerde yüzey, yıkandıkça çözünüp erimeye başlar ve aşınmaya devam eder.






Yüzey kaybı








Parça Kopması

Taşın bir bölümünün, gerisinde meydana gelen çeşitli etkiler nedeniyle ana kütleden ayrılmasıdır. Bu etkiler, taşın iç yapısında bir basınç oluşturarak, önce çatlaklara yol açar,ardından zayıflayan parçayı itmeye başlar. Örnek olarak, demir elemanların paslanması ve genişlemesi taşı patlatır; bazı parçaların zayıflayıp düşmesine neden olur.

Parça kopması



Boşluk- Delik

Taşların üzerinde ya da aralarında görülebilen boşluk ya da delikler, çeşitli boyutlarda olabilir. Bir elemanın monte edilmesi amacıyla taş yüzeyinde açılarak daha sonra kapatılmamış olan bir delik, örgüyü oluşturan bir elemanın yerinden düşmesiyle oluşan boşluklar veya örgüde meydana gelen bir kesinti bu grupta ele alınabilir.Bu boşluklar, suyun rahatlıkla toplanabileceği ya da bitkilerin gelişebileceği alanlar oldukları için sakıncalıdırlar. Boşluğun çevresindeki taşlar, hasar verici hava etkilerine açık ve daha korumasız hale gelirler; bu nedenle, diğer bozulma süreçlerini de hızlandırıcı etkisi vardır.


 
Boşluk-delik

Çatlak

Deprem etkisi, oturma, zeminin sağlam olmayışı, kazı yapılması gibi mekanik nedenler ya da taşın gerisindeki bir demir elemanın paslanıp genişlemesi gibi baskı yapıcı etkiler sonucunda, çatlaklar meydana gelir.



Kavlanma
Taş yüzeyine paralel olarak gelişen kabarma şeklindeki bozulmalardır; “kabuklanma” olarak da adlandırılır. Taşın yüzeyinde, kalınlığı 0,5-1 milimetreyi geçmeyen ince kabarmalar ve pul pul dökülmeler halinde görülür.



Yapraklanma

Taş yüzeyinin tabakalar halinde kabararak ayrılması şeklinde görülen bir bozulma türüdür.
Kabarmaya başlayan yüzey, yıpratıcı koşullar devam ettikçe yaprak görünümünde, çeşitli kalınlıklarda ve geniş tabakalar halinde ayrılmaya başlar . Tabakaların gerideki yüzeyle ilişkisi zayıflar ve zamanla dökülmeler meydana gelir.







Yüzey Kirliliği

Genellikle hava kirliliğine bağlı olarak ortaya çıkan, gri renkli ve yüzeyde ince bir tabaka halinde görülebilen oluşumlardır. Taş yüzeylerin yağmur suyu ile yıkanabilen bölümlerinde oluşan, genellikle ince, süreksiz ve yüzeysel kirlilikler bu grupta ele alınırlar.
Taşın cinsine ve kirliliği oluşturan kaynağa bağlı olarak; kirin rengi, yapısı ve yüzeyle ilişkisi de değişir. Özellikle gözenekli yapıdaki doğal taşlarda oyuklarda biriken kirlilik,önemli ve temizliği zor bir bozulma şeklidir. Kirliliğin durumuna ve taşın cinsine göre,temizleme yöntemi de farklılaşmaktadır.

Kabuk Oluşumu

Genellikle taş yüzeylerinin doğrudan yağmur suyu ile yıkanmayan bölümlerinde hava kirliliği sonucu meydana gelir. Kalın ve genellikle koyu gri-siyah renkli kabuk halinde görülen bir bozulma türüdür .


Çiçeklenme

Yüksek yoğunluklarda tuz etkisine maruz kalan taşlarda görülen bir bozulma şeklidir. Hava kirliliği, su, ıslanma-kuruma etkisi kullanılan kimyasal maddeler gibi çeşitli kaynaklardan taşın bünyesine giren tuzlar, taştaki gözeneklerin içinde birikirler. Taşın emdiği su miktarı ve havadaki bağıl nem oranı yüksek, rüzgarın hızı düşük ise, kuruma yavaşlar; çiçeklenme ve yüzey aşınmaları görülebilir.


Bitki Oluşumu


Rüzgarla taşınarak duvar örgüsü içindeki ufak boşluklara yerleşen tohumların, zaman içinde büyüyerek bitki haline gelmesidir. Bir biyolojik bozulma türü olan bitkilenme, duvarlarda,derz aralarında, taşların içindeki boşluklarda ya da çatı örtüsünde ortaya çıkabilir.


Korozyon


Demir elemanlarda görülen bir kimyasal bozulma şeklidir. Demirin, havadaki oksijen, su ya da bir tür asitle teması sonucunda oksitlenmesine ya da paslanmasına “korozyon” denir Bu asit, havadaki karbon dioksidin (CO2) suyla birleşmesi ile kolaylıkla oluşabilir.













Yer Kabugunun Malzemesi Taslar


Yerkabuğu oluşumları ve özellikleri farklı olan taşlardan yapılmıştır.Taşlar tabiatta mevcut olan inorganik maddeler olarak bilinen minarellerin bir araya gelmesi ile oluşur.Bir taş tek bir minarelden meydana geldiği gibi birden fazla minarelden meydana gelebilir.
Örneğin; kalker kalsit mineralinden,granit ise kuvars, feldispat, mika minerallerinden meydana gelmektedir.
En yumuşak taş türü talk,en sert taş türü ise elmastır.

Püskürük (Mağmatik Katılaşım Taşlar)

Yerin derinliklerindeki eriyik halde maddelerden oluşan mağmanın bulunduğu yerden hareket ederek yeryüzüne veya yeryüzüne yakın çeşitli yerlerine sokulup soğuyarak katılaşması sonucu oluşur
Katılaşım kayalar diğer bütün taşların kökenini oluşturur

Özellikleri
Yapıları kristallidir.(taneli)
Tabakalanma yoktur.
Kütleler halindedirler.
İçlerinde fosil bulunmaz.
Asitten etkilenmezler.
Yer kabuğunun % 95 i püskürük taşlardan oluşur bu oran bazen % 25e kadar düşebilir
Ülkemizde en çok andezit bazalt granit bulunur.

Dış Püskürük Taşlar

Mağmanın yeryüzüne çıkarak soğuması sonucu oluşur
Bu taşlar yarı kristallidir çıkan mağma hava ile teması sonucu çabuk soğumaya geçtiğinden tam kristalleşme olmaz
Ülkemizde en çok andezit, bazalt, granit yaygındır
Başlıcaları ;liparit, katrantaşı, süngertaşı, inci taşı(perlit) ,trakit, andazit, bazalt
Ülkemizde Diyarbakır surları siyah bazalttan
Ankara kalesi pembe andezitten yapılmıştır Andezite Ankara taşı da denir.
Andezit


Perlit


Bazalt



Tüf




İç Püskürük Taşlar



Yerkabuğu içindeki mağmanın yeryüzüne çıkmadan katılaşması ile oluşur.Ağır ağır katılaştıklarından içindeki minareller iri billuridir.En güzel örneği Granittir. Ayrıca siyenit, diyorit, gabro
yer altında olmalarına karşın dış kuvvetlerin aşındırmasıyla yeryüzüne de çıkabilirler.

Granit



Siyenit





Damar Taşları



Mağmanın damar şeklinde boşluklarda soğuması ile oluşur.Pigmatid, aplid

Püskürük Tüfler(Volkan Tüfleri)

Volkanizma sonucu yeryüzüne ulaşan taşlardır.Volkan külü, volkan tüfü, volkan çakılı, volkan bombası, yonutaşı, anglomera(çakılkaya)Ülkemizde Nevşehir de Ürgüp, Göreme çevresinde peri bacalarında volkanik tüfler yaygın olarak görülür.




Tortul (Sediment) Taşlar

Bunların kaynağıda mağmadır ancak mağmatik taşlar yeryüzüne ulaşınca güneşlenme, akarsu ve rüzgar aşındırması gibi çeşitli dış olaylarla karşılaşır.Bunun sonucunda denizlerde göllerde akarsu boylarında çöllerde tortulanma yolu ile kat kat birikmiş yada çökeltilerle oluşmuş taşlardır.

Özellikleri
Yapıları kristalli taneli değildir.
İçlerinde fosil bulunabilir.
Tabakalı bir yapıdadırlar.
Asitten etkilenirler.
Fosiller bulundukları ortam ile yaşları hakkında bilgi verirler.


Kimyasal Tortul Taşlar

Suda eriyebilen kayatuzu, kalker,jips gibi kayaların önce suda erimesi daha sonra çökelmesiyle meydana gelen taşlardır.Traverten(kifikitaş),sarkıt dikit,tuz(kaya tuzu),kireç taşı(kalker), tebeşir, dolomit, değirmen taşı, çakmak taşı, boynuz taşı gibi.

Kalker


Traverten

Organik Tortul Taşlar

Canlıların(insan hayvan bitki) öldükten sonra kalıntılarının çökelerek birikmesi ve zamanla taşlaşması sonucu oluşur.Mercan kalkeri, turba(yertezeği) ,linyit, taşkömürü, antrasit, asfalt, tebeşir gibi.

Linyit

Oltu taşı


Fiziksel Tortul Taşlar




Akarsu rüzgar buzul ve dalgaların yeryüzündeki taşlardan kopardıkları parçaların çukur yerlerde birikmesi ve doğal bir çimento ile yapışması sonucu oluşur.

Yapışık taşlar: breş,konglomera(Çakılkaya) ,kumtaşı(Gre)
Kil soyu taşlar: kil, mil, lös, kayağantaşı, marn
Dağınık taşlar: kumlar, çakıllar,tozlar


Başkalaşım (Metamorfik Taşlar)

Katılaşım ve tortul kayaların yüksek sıcaklık ve basınç altında kalarak başkalaşmasıyla oluşan kayaçlardır. Basınç ve sıcaklığın etkisiyle taşların fiziksel ve kimyasal yapıları değişir sertleşir ve renkleri koyulaşır.
Özellikleri
Yapıları kristallidir taneli.Tabakalı ve sert yapıdadırlar.Fosil bulundurmazlar.Asitlerden etkilenmezler.
Kalker--------Mermer        
Kil taşı--------Mikaşist
Kum taşı------Kuvarsit
Granit---------Gnays
Kömür----------Elmas
Ayrıca Serpantin,Amfibolit,Fillod gibi.


Kuvarsit

Mermer